Eskişehir maçta 120 km koşacak buna mukabil Fenerbahçe de 40 orta yapacak ve ligin pas rekorunu kıracak diye maç öncesi kehanette bulunan olsaydı maçın seyrini kestirmek çok zor olurdu.Maç bitince bile anlatmak zor.
Eskişehirspor ilk yarıda kaleci Boffin'in sağlam duruşu ile rahatladı ve Fenerbahçe defansının arkasına bol bol top attı. Fenerbahçe defansı da gelin arabasını kovalayan çocuklar gibi her seferinde hücum eden Eskişehirsporluların gerisinde kalınca puan ya da puanlar almaya gelen rakip takım golü buldu . Biraz fazla yerde yattılar (hala ilk yarıdan bahsediyoruz ) ama bol mücadele ettiler . Fenerbahçe 'de bloklar arası uyumsuzluk ,blok içinde uyumsuzluk,blok bile olamama gibi tüm Üründülvari terimler buradayım diyordu. İlk yarı için Emre'ye yönelik "bu adam olmasa takım doğru düzgün atak yapamaz" diyenler vardı ve o an için haklıydı. Fenerbahçe'nin gaz pedalları Caner ve Gökhan da sezonun en etkisiz maçını ben oynayacağım kavgasında at başı gidiyorlardı ve Fenerbahçe gol bulamadı.
İkinci yarıda EsEs yine mücadelesinden vazgeçmedi, Alex olmayınca Hürriyet kime saracağını şaşırdı ( silmek yerine düzeltme yapayım, Hürriyet ilk yarıda sakatlanıp oyundan çıkmış ve dolasıyla bu cümlede benim ön yargıma kurban gitmiş.Bülent Gürsoy'a uyarı için teşekkürler ) , Boffin'in özgüveni ceylan tedirginliğine dönüştü. Hakem Tolga Bey'in iki kolu havada bir eliyle saatini tutan adam görüntüsünü her 7-8 dakikada bir tekrar etmeye başladı. Tribünlerden tepki arttı (zira hakemin o iki kolu yukarıda saatini tutan adam görüntüsü ile ilk yarının sonuna eklediği 2 dakika arasındaki uyuşmazlığı çözmek için dahi olmaya gerek yoktu. )
Nacizane belirtelim, Fenerbahçe'ye şike imasında bulunmak ve Kadıköy'de her pozisyonda Tyson'dan yumruk yemiş gibi yatmak rakipler adına tehlikeli şeyler kitabında ilk sıraları alır...
Nitekim ,rakiplerin gole yatmasına bir tepki olarak dünya futboluna bir armağan olan Webo oyuna girdi.
Tolga bey ve heyetindekilerin idrak edemediği penaltı pozisyonu ( 1907 tribününün ayağa kalkış hızı bazı pozisyonlarda piyero kadar etkilidir- Nietzsche 1889 ) geldi geçti, korner oldu.
Verilmeyen Penaltı Anı Fotoğraf: Tolga Ferhatoğlu |
Topu da ben alayım |
Haklıydı haksızdı,Tolga Özkalfa onu daha önce de atmıştı hepsi bir yana ortada iki gerçek var. Emre 15 yıldır hiç değişmedi ve değişmeyecek,maalesef bu birinci gerçek.İkincisiyse Fenerbahçe hakemlerin cesaret anlamındaki yoyo testidir, ona karşı karar verirsem her şeyi yapabilirim diye düşünüyorlar...
Puan veya puanlarla eve döneriz diyen Eses ikinci şık için yüklendiği dakikalarda "gereksiz ileri çıkışlarda" tüm zamanların ikinci önemli ismi (evet birinci Rüştü !) Volkan,ilk yarıdaki makul ama çok şanslı çıkışından cesaret bulup ikinci çıkışını yaptı ve Fenerbahçe yenik duruma düştü.
90+ larda Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı Tolga Bey'in zihninde "oh tamam alacak verecek kalmadı" hesabının sonucuydu ... Kuyt atmak istemedi, Sow attı.
Son saniyelerde Eskişehir gol pozisyonunu buldu ,şut Migros tribünün orta sıralarındaki 'erken çıkıp metrobüse gidelim' diyen abilerin ortasına düştü ve maç da 2-2 bitti.
Fenerbahçe her hafta skorun önüne geçen sinir harbinden galip çıkamaz. Futbolculara telkin teknik adamların ,yöneticilerin ve başkanların işi değil,profesyonel yardım alınmadan çözülmez. Vasat ligimizde istese de üç büyükler zirve yarışından düşmez.