Bazen çocuklara hediye almadan önce “ne istersin ?” diye
sorarsınız. İlk soruda yüzde kocaman bir gülümseme oluşur ve “fark etmez”
cevabı gelirse mutlaka ikinci soruya geçmeli “fark etmez olmaz, tam olarak ne
istiyorsan söyle” denmelidir. O zaman size çok detaylı bir cevap gelir. “Lego
City’nin 60036 diye bir modeli var. Kutup istasyonu. Böyle kar araçları var,
bir de binası var. Bir de buzu kırıp balık tutan adamlar. Falancanın doğum
gününde pasta yedikten sonra gördüm” Dünkü maç öncesi de Fenerbahçelilere nasıl
bir skor istersin diye ısrarla sorsanız “temiz” cevabı gelirdi ve o da 2-0 olurdu…
2003 yılından beri en formda Beşiktaş’ı tesadüf goller ile
yenmek çok uzak ihtimaldi, plan yapmak gerekirdi. Fenerbahçe’nin bunu yaptığını
gördük. Nani yedekte, Premier League gol kralı sahada, formda Volkan ve Alper
kadrodaydı.
Maçın henüz 3.dakikasındaki faul atışı çalışılmış bir
pozisyon muydu bilemiyoruz. Zira Diego da vurmaya yeltendi. Belki o yeltenme de
çalışılmıştı. UPS veya DHL’in yerinde olsam Caner Erkin’i bu adrese teslimatından
sonra reklamlarda oynatırım. Şenol Hoca maçtan
sonra bu pozisyon için “uzun adamlara tedbir almıştık” dedi. Volkan da kısa
boyunun avantajını kullanınca 1-0 oldu ! İlk yarıda ligin belki de en tempolu
en baskılı maçını seyrettik. Cüneyt Çakır da seyretmiş olacak ki Beck’in
kırmızı kartını göremedi (!) Hatta pozisyonda elitçe davranıp taç verdi. Caner’in bir
sarısını da iç ettiğini not edelim. Onun dışında oyuncular iyi niyetli davranıp ona hamle yapma imkanı tanımadılar.
İlk yarıda Fenerbahçe Volkan, Van Persie, Diego, Kjaer ile
farkı artırma şanslarını kullanamazken Beşiktaş da hovardalığa Querasma ile
karşılık verdi. Orta alanda iş yapması beklenen Diego, komşuya güne gittiğinde ev sahibine “dur sana
yardım edeyim” deyip, ayağa kalkma hamleleri yapıp bir türlü mutfağa gitmeyen
teyze kıvamındaydı.
İkinci yarıda Beşiktaş gol pozisyonları buldu ama Fenerbahçe’de
“maçın adamı Volkan olsun” diye sözleşmiş iki futbolcu ve Beşiktaş’ın da
şansızlığı vardı.
Pereira’nın 3 değişikliği 2. golden önce sahne aldılar. Hasan Ali topu kaptı, Ozan takip etti ve nefis bir pas attı, Nani plaseyi bıraktı ve
ikili averaj el değiştirdi. Son saniyede
Gomez vururken oraya ayağını sokup rahat vurmasını engelleyen Hasan Ali’nin bu
katkısı da dikkatli gözlerden kaçmadı. Bu arada, oyundan çıkan oyuncuların tepki
göstermesi dozunda olduğu sürece çok iyidir. Alper'e kızılmaz...
Maç sonu basın toplantısında Vitor Hoca “Avrupa’da yoluna
devam eden kim, Ligde yoluna devam eden kim, Kupada yoluna devam eden kim ?”
diye sordu. “Hep aynı soruları soruyorum ama…” deyip sormaya devam etmesini
dileriz.
3.1 puan değerinde bir 3 puanı cebine koyan Fenerbahçe için "temiz" bir gece oldu. Çocuklar sabah formalarını giyerek okula, babaları sarı
lacivert kravat ve rozetlerini takarak işe gittiler. Anneler sabah onları bir
öpücükle yolcu edip gazeteyi okumaya spor sayfasından başladılar…
Fenerbahçe'de Bahar (Fotoğraf mekanist.net sitesinden) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder