25 Nisan 2016 Pazartesi

Sevgi Kürü

Tanımda anlaşalım, Trabzonspor Fenerbahçe düşmanlığı dersek hata yaparız. Ortada, Trabzonspor'un tek taraflı, her türlü azgınlığı, hukuksuzluğu yapma hürriyeti olan bir nefret var. İstanbul'da "Trabzonspor otobüsü taşlandı, otelde futbolcular taciz edildi, oyunculara yabancı madde atıldı" gibi bir hadise tarihte yok. Malatyaspor, Altay, Şekerspor Kadıköy'de bir maça nasıl çıkıyorsa bordo mavililer de öyle çıkıyorlar. Otobüse silahla ateş edilmesini yazmıyorum, zira öyle uç bir örneğe çok şükür ülkemizde Trabzon dışında bir yerde rastlanmıyor !

Trabzon'daki hadiseler 1970lerden beri var. 1979 yılında silahlı bir seyirci sahaya atlamış. Tabii ki maç oynanmış. İlginç maçtır, Fenerbahçe maçta önde olduğu için hakem o yıllarda olmadığı halde maçı uzatmış ve uzatmalarda bir penaltı vermiş,1-1 olunca da bitirmiş...

2011 sonrasındaki olayların akıldışı boyutlara gelmesine 'Trabzon mağdur' kılıfıyla göz yumulmuştur. Ortada mağdur falan yoktur, arkasını sağlam sanarak hak gasp etmeye çalışan bir takım vardır. Nispeten de başarılı olmuş, şampiyonlar ligine gitmiştir...



Bilhassa 2011'den sonra Fenerbahçe'nin Trabzon'da başına gelenlere "oh olsun, daha da beter olsunlar" mantıksızlığıyla yaklaşıldığı için önlenmesi de mümkün değildir. Eylemleri, "haklı mücadeleye düşen gölge"  diyerek meşrulaştırıp dozajını tartışan Temmuz 2011 medyasının özeleştiri yapmasını beklemek saflıktır. Zira dün gece sahaya atlayan bir taraftarın hakemi evire çevire dövmesi bile " hakemler de çok kötüydüler" diyen ahlaksız ve vicdansız gazeteciler vardır.

Çözüm için Trabzonspor 5 yıl boyunca tüm branşlarda Fenerbahçe ile oynayacağı maçlar tarafsız sahada ve seyircisiz oynanmalıdır. Trabzonspor'a puan silme de dahil en az bir yıl seyircisiz ve tarafsız sahada oynama cezası verilmelidir. 
...
...
Fenerbahçe dün gece futbol adına doğruları yapan, dahası aylardır hasretle beklendiği gibi doğruları şık yapan bir futbol takımı olarak izleyenlere keyif vermiştir. Futbol becerilerini cömertçe sergileyen Nani, ülkenin en formda hücum oyuncusu olan Volkan, kesik kesik hareketlerini uzun soluklu hale getiren Alper ile Fenerbahçe  bol gol atabilen bir şampiyon takım görüntüsü çizmiştir. Vitor hocanın Nani'ye verdiği özgürlük adeta Fenerbahçe'nin hücum edememe prangalarını kesmiştir. Çok geç kalmış ama çok doğru bir hamledir. 

Robin Van Persie ve Fernando'nun berbat yüzdelerini kabul edilebilir sınırlara taşımaları dahi gol pozisyonlarını azaptan keyfe taşıyacaktır.

Dünkü stresli maçta Kjaer oynadığı kusursuz futbol kadar, rakiplere el uzatan pozitif vücut diliyle de övgülere layıktır. Mehmet Topal'ın Trabzonspor taraftarından bile alkış alan emek yoğun futbolu, Gökhan ve Hasan Ali'nin kanat bindirmeleriyle Fenerbahçe'yi 95 beygir gücündeki yerli arabadan 200 beygir gücündeki spor arabaya taşımaları, danışman gibi takılan Josef'i bile sorun olmaktan çıkarmıştır. Trabzondaki sinir harplerinden yıllardır yüksek performans ile çıkan Volkan Demirel de alışkanlığını sürdürünce Fenerbahçe'nin lig tarihindeki en farklı Trabzon galibiyeti sürpriz olmamıştır.

Fenerbahçe için sürpriz olmayacak sonuç 4 hafta uzaktadır.
Tarih, Pereira isimli iki hoca Fenerbahçe'yi şampiyon yaptı yazabilir.
Yeter ki Fenerbahçe mücadelesini sürdürsün.
Taraftarı,ülkenin en çok gıpta edilen kulübü olduğunu unutmasın.
Biz bize yeteriz diyerek Temmuz-11 çukurundan nasıl çıktığını hatırlasın.
Başkanından taraftarına 1 aylık bir sevgi kürüne girsin.

"Bu kadar olayın arasında sevgi kürünün zamanı mı ?" diyenler olabilir. Evet, tam zamanıdır ! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder