29 Temmuz 2013 Pazartesi

Mehmet Culum (Alaçatılı ve Çeşme)


2006 yılında, bizim üniversitenin mezunlar e-mail listesinde "babamın yeni kitabı çıktı" diye bir mesaj okumuştum.Mesaj sahibini tanımıyordum ama kitabın adı ilgimi çekmişti : Alaçatılı .

Alaçatı henüz bugünkü popülerliğinden çok uzaktı ama 1988'den beri Çeşme'de geçen yaz aylarımda, Alaçatı 'da meydandaki kahvede dibek kahvesi içer (hatta o kahvede açık havada maç seyrettiğim de olmuştu.Sahibi Bosna göçmeni sıkı bir Fenerbahçe taraftarıydı ), yaz bitiminde dönerken zeytinyağı alır, pazarına gidip alışveriş yapar , sokakları dolaşıp fotoğraf çeker ,değirmenlerin arkasındaki harap alandaki ve toprak futbol sahasının yanındaki basketbol sahasında top oynar ,henüz "beach" olmamış sessiz doğal plajlarında denize girer, geceleri şu anda  Süzer Otel'in olduğu tepeden denizi seyreder müzik dinlerdim...

Tavsiyeye uydum.
Şubat 2007'de Alaçatılı romanını alıp okudum.



Alaçatılı bildiğimi düşündüğüm bir yörede bilmediğim bir tarihi anlatan ,sürükleyici nefis bir romandı.
Kitaptaki mekanları gözümün önüne getirebilmek kitabı daha da heyecan verici hale getirdi.

Daha sonra kitabın yazarı Mehmet Culum ile yazıştık.
Mekanları konuştuk.
Sağ olsun bana kitapta yer almayan bazı bilgileri de verdi.

Alaçatılı'yı okuduğum sene Çeşme'deki evimizi sattık.
Kitabın geçtiği bazı mekanları -hala değişmemişse- gezme planım hala bekliyor...

Beğendiğiniz bir yazarın yeni kitabını bekler ararsınız.
Tembellik etmişim.
Meğer Mehmet Culum 2009'da yeni kitabını çıkarmış : Kalenin Gölgesinde Çeşme


1-2 hafta önce fark edip aldım.

Cumartesi günü Büyükada'ya giderken okumaya başladım.
Çok heyecan verici bir yerde hemen bitmesin diye durdum.
Pazar gecesi sahur vaktinde bitirdim.

Beklediğim gibi (aslında ilki kadar güzel olmayabilir diye düşünmedim dersem de yalan olur) ilki kadar çarpıcı ve sürükleyici bir kitap . Üslup yine bir önceki kitap gibi sade ve akıcı.

Türk-Yunan mübadelesi , savaşlar,aşklar, yasak aşklar , kan davası ,yok olan veya kolay kazanılan servetler...

Mekanlar bu defa çokça Çeşme 'den (yine o gözle gezmem gerekecek...)

Mehmet Culum'un meğerse baskısı tükenmiş "Azab Ağa-Bir Ege Hikayesi" diye bir kitabı daha varmış.
Şimdi onu buldum ,hatta bu yazıyı yazmadan önce tedbirli davranıp sipariş ettim .

www.culum.com 'dan yazar ve kitapları hakkında bilgi edinmek mümkün.

"Alaçatılı" ve "Kalenin gölgesinde Çeşme" tavsiyemdir.

**** ilave****
15 Ağustos 2013

Mehmet Culum'un Azab Ağa 'sını da okudum.
Yine aynı sade ve akıcı üslup ile tarihi bir kitap.
Bereketli Volos'dan başlayıp ,İstanbul ve İzmir'e uzanan bir roman.


Bu defa final bölümlerinde Çeşme Ilıca karşımıza çıkıyor.

Azab Ağa'nın son sayfalarında Mehmet Culum 'da küçük bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor.
"Culum" soyadının nereden geldiğini konusundaki merakımızı da gideriyor.

Yukarıdaki cümleyi revize ediyorum.
Azab Ağa , Alaçatılı ve Kalenin Gölgesinde Çeşme tavsiyemdir.

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Kabus -Emin Tolga


Bir seri katil romanı yazmak iddialı bir iş.
Zira böyle romanları kovalayanlar konunun özgün olmasını beklerler (mesela ben)

100 sayfa içinde ilginç bir konu ,bir gecede okumalık.

Tabii yazarın Emin Tolga olması benim için kitabı daha da ilginç yaptı.
Emin ile Liseden dönem ve son seneden sınıf arkadaşıyız.
Tanıdığım en sakin ,beyefendi isimlerden birisiydi.
Lise bittiğinden bu yana (27 sene) 1-2 kez karşılaştık o kadar.

Bir kitap yazdığını haber verince aklıma Emin'in aklımdaki karakteri geldi ve  "Mesleki bir şeydir.Değilse bir gezi veya şiir kitabıdır ,o da değilse belki bir aşk romanıdır" dedim, bir seri katil romanı beklemezdim :)

Bir Grunge değil ama beğendim.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Şehri rahat bırakmak gerek


Ataköy'ün bu halini görmedim (isterdim)

Bu halini de görmedim (isterdim)

Bunu gördüm ! (istemezdim)
Bunu da görecekmişiz ! (istemiyorum)

Bu otel (Hyatt ) bitince bitmiyor,uzun hukuki mücadelelere rağmen yanına 3 inşaat daha geliyor.

Zaten Ataköy halkı yıllarca göreceğini gördü !

Artık onlar yerine amex,visa ve mastercard ile yurdumuza döviz  bırakacak irili ufaklı turist kardeşlerimiz, single veya double odalarında , otel spa'sında , roof barda manzaraya bakacaklar ve sahili de doya doya kullanacaklar...

O turist kardeşlerimiz otelden check-out yapacaklar..."I stayed at a hotel near the sea ,very close to airport"  diyecekler başkaları check-in yapacak...

Tamam kabul ,"Ataköy'de hayattayım İbraam bey, şimdi taksiye bindim geliyorum Levent'e sizin plazaya" abiler , "Berkant,duygularımı çok karışık bu ilişki nereye gidiyor diyorum" ablalar de kalacak...

Bizler televizyonda "İstanbul'daki otellerin yatak kapasitesi arttı.." gibi cümleler duyacağız...

Şehri rahat bırakmak gerek.

Çok geç doğru ama bazen 2008'de çekilen fotoğrafları görüp iç çeker hale geliyoruz...

Daha az bina , biraz daha açık alan (yeşil olmasa bile olur)

* * *

Şehir bölge planlamada master yapacaktım.
Gerçi asıl niyetim askere gitmeyi geciktirmekti .
4 soru soracaklarmış işte bunlar dedi bir arkadaşım...
"Mod medyan" durumu yani.
Ezberledim,hatta çaktırmamak için  küçük hatalar da yapacaktım...

Sabah kalktım midem ağrıyor.Dün çok soğuktu üşüttüm galiba dedim
O zamanlar tam otomatik çamaşır makinesi klozetin tam karşısındaydı, gün içinde 10+ kere gördüm...
Sınavı kaçırdım.

Eğer öyle bir master yapsaydım şimdi mektepli olarak üzülüyor olacaktım...