11 Ocak 2019 Cuma

2018'de okuyup beğendiklerim

2014'den bu yana okuyup beğendiklerimi yazıyorum. 


2018 tembel bir seneydi, az okudum, çok kitabı yarım bıraktım, çok kitaba başlayıp ara verdim  ama iyi tarafından bakarsak okuduklarımdan çok memnun kaldım.

Okuduğum futbol kitapları başıma çok iş açtı, merak uyandırdı ve bol video seyrettirdi. Bilhassa Mert Aydın'ın Dünya Kupası Tarihi ve en sevdiğim futbolculardan biri olan Dennis Bergamp'ın Stilness and Speed:My story (yazarı David Winner) kitapları...

Konu futbol kitaplarından açılmışken devam edeyim. James Montaque'nun "Oyunun Efendileri" (The Billionaires Club) klüp sahipliğinin karanlık yüzü olarak çok net örnekleri sunuyor. Ligimiz bu yola girmişken meraklısının okuması gerekir... Ateş Bakan'ın O Penaltı gol olmayacak ve Ahmet Ercanlar'ın Bana Fenerbahçe'yi anlat sarı lacivertli gönüllere hitap eden başarılı kitaplardı ve ne çok şey yaşamışız ve nasıl ayakta kalmışız dedirtti. Elif Çongur'un Köşe Gönderinin Bir Metre Gerisi ise yazmak isteyeceğim konularda çok iyi bir kitaptı. Çağrı Çobanoğlu'nun Şampiyonlar Ligi adlı kitabı bilgileriyle ve bilhassa çizimleriyle aklımda kaldı.

Sezonun en iyi futbol kitabıysa Raphael Honigstein'in Alman futbol devrimini anlattığı 4.Yıldız (Das Reboot) oldu. Gece karar verip yatıp sabah kalkınca futbolda sıçrama olmuyor :)

Futbol dışına geçersek, Jo Nesbo'nun Kızılgerdan ve Yarasa bir Nemesis etkisi yapmasa da güzeldi. Craig Russel'ın Kanlı Kartal (Blood Eagle) da biraz vahşi ama sürükleyiciydi.

3 Favori yazarımdan birer kitap okudum. Murakami'den Rüzgarın Şarkısını Dinle, John Verdon'dan Fırtınada Yanacaksın (White river burning) ve Anne Tyler'ın çok uzun arayışlar sonucu Kocaeli'de bulduğum ve yazın okumaya karar verip, başlayıp, sindire sindire Eylül'de bitirdiğim Yıllar Merdiveni. Her üç kitap için de aynı yorumu yaparım, çok beğendim ama o yazarların en iyi kitapları arasına girmez. 

Melih Esen Cengiz'in Darrüşşafaka'da geçen romanı Paylaşılamayan Cinayet çok sürükleyiciydi ve ilginç bir sonu vardı.

En beğendiklerime gelirsek. İlk 6'ımdaki 4 yazarı ilk kez okudum. Frederick Forsyth ise sahaflardan topladığım kitaplarıyla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kürsü de yer aldı !

Ankara'ya gittiğimde uğradığım bir sahaf arkadaş "abi çok farklı kitaplar alıyorsun. Senin zevkin tam olarak nedir anlayamadım" demişti. Aslında ben de bilmiyorum ve dahası kitap almayı seviyorum. Bazı yazarları sürpriz olarak tanıyorum... Dolayısıyla benim "kürsü" biraz anlaşılmaz olabilir.

6. Bıçkın ve Ağlak- Can Kozanoğlu- Mirgün Cabas

Can Kozanoğlu tüm zamanlarda en sevdiğim yazarları arasındadır. Mirgün Cabas iyi asistler yapmış, Can abi de siyaset, AKP, Medya, Cemaat, Sosyal Medya üzerine gelişine çakmış...Yazdıklarının bir kısmı aslında düşündüğüm ama ifade etmekte sıkıntı çektiklerim,diğer kısmıysa  okuyunca düşünmeye kavramaya başlayacaklarım. Örnekler de anlaşılmaz konuların izahı için tam yerinde.

5. KAYGAN TOPRAK-Max Von Der Grün

Sahaftan aldığım bir kitabın cildinin içinden daktiloyla 28 Kasım 1974 yılında yazılmış 2 A4 çıktı. 

Merakla okudum, ilgim daha da arttı, kitaba hemen başladım ve kısa sürede okudum. Emek üzerine duru bir kitap. Anlatımı çok basit ama derin.  

4. Frederick Forsyth Üçlemesi- İkon / Arabulucu / Dördüncü Protokol



Tamamı sahaflardan bulabileceğiniz 3 kitap. Belki şanslıysanız ailenizden biri 30 yıl önce almıştır ve evde vardır ! Geçen yıl Çakal-İt Dalaşı ve Gizli Örgüt Odessa ile başlayan Forsyth serüvenime bu yıl 4 kitapla devam ettim. Kısa öykülerden oluşan Muhteşem Hata belki döneminde heyecan vermiştir ama şimdi vasat kaçıyor. Diğerlerine bir göz atarsak:

İkon: İçinde bol Amerika ve Rusya soğuk savaş dönemi öyküsü ve Sovyetlerbirliği'ndeki bir ihtilal var. Gereksiz detay, kitabın son kısımlarını Topuk Yaylası'nda sonrasında güneş açan karlı bir havada bitirdim...

Arabulucu : Konuyu Yazmayayım ama bir silah çetesi birini kaçırmaya karar veriyor. En zoru olsun diyorlar...Sanat eseri gibi bir macera. 

Dördüncü Protokol : Karşılıklı bir casusluk planı içinde bazen minicik bir hata olur. MI5 ve KGB karşı karşıyalar, İngilizler'in ev sahibi olma avantajı var. Kitabın bir yerinde karşımıza Papa suikastı ile Mehmet Ali Ağca çıkıyor ama asıl konu değil, bir bilgi olarak.


3. KEHRİBAR ZAMANINDA AŞK-BİGE GÜVEN KIZILAY

Kitabın sondan bir önceki sayfasında Mustafa Kemal'in bir sözü var: Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar !

Genç Türkiye Cumhuriyetinin de bir romanı diyebiliriz. Aslında dinlenmeyen ve vakur bir ailenin gerçek bir öyküsü. Niye vakur ? Adalet bakanı olan babanın önüne kızının atama kararnamesi geliyor. Tüm kararnameleri imzalayan baba "kusura bakma kızım imzalayamam,söz olur, yakışık almaz"  diyor ve imzasını atmıyor. 

Kurtuluş,Tandoğan,Ankara Koleji, Büyükada gibi aşina olduğum ne çok ortak mekan var derken kitaplar,olaylar da işin içine giriyor. Ankara'dan yolu geçmiş birisi farklı duygularla okuyacaktır. annem benim gençliğim dedi.

Bittiğinde ağladım, acıklı olduğu için değil... 

Bige Güven Kızılay'ın diğer kitapları da okunmak için sıradalar.

2. CAN ŞENLİĞİ/ ÇELLO- ABBAS SAYAR

Nasıl olur da Abbas Sayar'ı bugüne kadar okumamışım dedim. Yerel ağzı büyük bir beceriyle kullanmış. Yer yer Yaşar Kemal tadı var, hatta ötesi. Bulabildiğim diğer kitaplarını da aldım...

Can Şenliği'nde yaşlı bir adamın eşeği ile dostluğu belki de bir insan-hayvan dostluğu üzerine yazılmış en iyi romanlar arasına girer. 

Ben E Yayınevi baskılarını okudum, yeni baskıları da varmış. 

1. Hacizli Toprak- Cengiz Tuncer

Yeni tanıştığım ve niye daha önce okumadığım diye hayıflandığım bir yazar daha. Hacizli Toprak 1959 yılında yazılmış. 

Köylük bir yer, Mestan adında köylüye borç veren, ödemediği anda tarlasına el koyan bir adam,o adamın kızı ve ona aşık Hasan... Konu, klasik bir Türk filmi gibi gözükse de anlatım nefis. İyi ki okumuşum. Cengiz Tuncer bir kitabı daha varmış, Kerkenez onu da bu yıl okumak istiyorum.