2 Mayıs 2016 Pazartesi

İskender Kebap

Fenerbahçe'nin 1-0, 2-1 kazandığı maçlar, taraftarına, İskender kebap yemeyi beklerken salata ile yetinmiş gibisinden bir tokluk hissi verir. Fenerbahçe'nin İskender kebabı en az 3 gollü galibiyetlerdir. 

Aykut Kocaman'ın, Alex de Souza'nın sevilme nedenleri de sadece attıkları gol sayıları değildir. Aykut Kocaman'ın Altay'a, 96'da Kocaelispor'a attığı gibi ustalık, Alex'in 2011'de Ankaragücü'ne attığı aşırtma gibi zeka dolu vuruşlar onlarca gole bedeldir.

Peki ne oldu da Fenerbahçe son haftalarda bol ve şık goller atar hale geldi ? Vitor Pereira son düzlükte de olsa çok doğru bir iş yaparak 4-4-2 oynamaya karar verdi. Nani de ciğer ve hüner sergileme işinde becerisini göstermeye başladı. Nani'nin Fenerbahçe'ye gelen en verimsiz 10 numara Diego'nun elindeki işleri devralması, formayı hak eden Volkan ve Alper'e de kanatlarda yer açtı.

"Fenerbahçe son haftalarda zayıf takımlar ile oynadı, oynanan futbol aldatmasın" diyenler haklı, "Fenerbahçe zaten büyük maçlarda iyi oynadı, zayıf rakiplere karşı puan dağıttı" diyenler daha haklı diyebiliriz. "Daha önce neden denemedik ?" sorusuysa çok haklı ve cevapsız bir sorudur...

Dün gece özeline Kjaer ile başlamazsak ayıp olur. Oynadığı futbol ve hırsının yanında vücut dili ve jestleriyle de mükemmel bir sporcu olan Kjaer saha içinde liderlik de yaparak "tam kaptan olacak adam" dedirtiyor. Yere düşen bir rakibi kaldırması, hakeme haklısın diyerek göz kırpması, doğru müdahale yapan arkadaşını alkışlaması, gördüğü bir hatayı arkadaşına anlatması... Saha içinde liderleriniz varsa sorunları çoğu zaman hocaya gerek kalmadan da çözebilirsiniz...

Robin Van Persie de  "Arkadaşlar, bakın ben sizlerden şöyle bir pas bekliyorum. Kjaer sen geç arka direğe göstereyim" demiş gibi ona bir pas çıkardı ve Fenerbahçe'nin ilk golü geldi. Luciano, Lugano, Uche, Högh hatta Egemen gibi , rakiplerin "ya o adamın orada ne iş var" diye isyan ettiği, rakip ceza sahasında kendi ceza alanındaki kadar süre geçirip, iş bitiren adamlara özlem çok fazla.

Fenerbahçe'nin ikinci golü tam Saracoğlu çimlerinin  "üzerimize böyle adamlar bassın" dediği tarzdaydı. Yukarıda anlattığımız Aykut, Alex tarzı nefis bir gol attı Robin Van Persie. Sonra 500. maçı şerefine bir gol de kafayla attı. 

Belki, 2 hafta önce onu ıslıklayanlar hatalarını anlamışlardır. Futbolcuyu protesto etmenin yeri tribündür diyorsanız bunu yapmanın yolları içinde en son sırada oyuncuya top geldiğinde, rakip tribün gibi ıslıklamak vardır. İsimlerin önemi yok. Futbolun dan zerre hoşlanmayanların bile ıslıklanan Diego'nun adını bağırması Fenerbahçe'de hala aklın üstüne olduğunu  göstermesi bakımında kıymetlidir.

Fenerbahçe rahat oynadı, üstün oynadı, 3-0 kazandı. 
Soslu, pideli, yoğurtlu İskender'i taraftarına yedirdi.

Beşiktaş'ın önündeki Galatasaray, Osmanlı, Konya serisinden Fenerbahçe 2 puan çıkartabilmişti. 
Fenerbahçe o tarafla ilgilenmesin, 3 defa daha İskender kebap yedirsin. 
Caddedeki o uzun yürüyüşte kilolar verilir...

1.5 rica edeyim !