16 Ekim 2014 Perşembe

Transfer Ahmet


İlkokuldaki sınıf kütüphanesinin sarı ahşap renkli, bir kaç rafı da cam kapaklı kütüphanesi...

İçindeki tüm kitapların sırtlarında minik kırmızı etiketlere yazılmış numaralar var. Her kitaptaki numara aynı zaman "kütüphane defterinde" bir sayfada yer alıyor. Ödünç alanın adı defterdeki sayfaya  yazılıyor...Kitabı alan bir hafta içinde okuyup iade ediyor ama eğer "çok beğendim ama bitiremedim" derse bir haftalık süre daha alabiliyor.15 gün sonunda hala bitirmemişse iade etmek zorunda...Kütüphanede yaklaşık 100 kitap var. Çoğunluğu Armağan Yayınları ve Milliyet Çocuk yayınlarından. Haftanın bir günü öğretmen numara sırasına göre çocuklara kitaplarını veriyor, kütüphane kolu da gelen giden kitapları deftere işliyor...

Erkeklerin gözdesi olan iki kitap var var.
Bir tanesi "Gol Kralı" diğeri "Transfer Ahmet".

Bu kitapları kızlardan birisi alırsa tepki geliyor, hele o kız bir de kitabı 15 gün tutarsa... Kitapları alıp okuyan okumayana anlatıyor ama herkes yine de almak ve okumak için can atıyor.


Fikret Arıt'ın Transfer Ahmet kitabı (aslında aynı kitapta iki hikaye var Transfer Ahmet ve Garip. Garip her ne kadar yaralı bir köpeği almak için ailesini ikna etmeye çalışan bir çocuğu ve köpeği anlatsa da içinde bol bol arsa futbolu hikayesi de var !) İstanbul'da geçiyor...

Bir mahalle takımı olan Ataryemez'in futbolcuları kazandıkları bir maçtan sonra yazlıkçıların takımı Papatyaspor'un idmanını imrenerek izliyorlar. İmrenme oynadıkları oyuna değil ! Sarı-beyaz formaları, şortları (kitapta don diyor !), gerçek futbol ayakkabıları ve meşin topları olan  Papatyaspor çok afilli ! Bu yetmezmiş gibi Papatyaspor'un sahasında soyunma odası olarak kullanılan bir garaj, garajın üstünde sarı-beyaz takım flaması ve sahada da çocuklardan birinin babası tarafından yaptırılmış ahşap direkleri olan kaleler var.

İdmanda top dışarı kaçıyor ve Ataryemez kalecisi Kenan plonjon ile (Necati Kararkaya'nın kulakları çınlasın) yakalıyor ve her iki takımdaki çocuklar sohbete başlıyorlar, bir gün sonrası için maç yapmaya karar veriyorlar.

Bir gün sonraki maça Papatyaspor  formaları ile çıkarken Ataryemez'ın tek tip forması olmadığından rengarenk bir takım olarak sahaya çıkabiliyor. Ancak formasızlar ilk yarıyı 8-0 maçı da 15-0 kazanıyorlar...Maçın kahramanı gollerin çoğunu atan Ataryemez'in acar forveti Ahmet.

Bir hafta sonra Suadiyespor ile oynayacak Papatyaspor'un kaptanı Ercan maçtan sonra Ahmet'in yanına gidip onu transfer etmek istediklerini söylüyor. Teklif cazip ! Bir çift futbol ayakkabısı (25 TL değerinde), şort-çorap-forma  ve tam 10 TL ... Ahmet kabul ediyor ve imzayı atıyor. Ercan kulüp defterine Ahmet'in adını yazıyor... Ahmet'de 14 Haziran 1967'de hangi şartlar altında transfer olduğunu yazıp. "Bundan sonra artık yalnız Papatyaspor Kulübünde oynayacağıma namusum ve şerefim üzerine söz veririm Ahmet Kanık . Erenköy,istasyon Arkası No:12" yazıp, imzalıyor.

Atartemez Ahmet'e çok kırgın "sattı bizi" diye küsüp mahallelerine dönüyorlar. Bir tek kaleci Kenan "arkadaşlar kim olsa kabul ederdi, yapmayın etmeyin" dese de söz dinletemiyor. Ataryemez'in yeni kaptanı Kaya "her kim bundan sonra Ahmet ile konuşursa onu takımdan atarım" diyor.

O sırada ayağında yeni ayakkabıları ile Ahmet gözüküyor. Çocuklar Ahmet ile dalga geçiyorlar "Ya ya ya, şa şa şa transfer Ahmet çok yaşa"

Ahmet "ben sizin için o parayı aldım" diyor ve transfer parası 10 TL ile aldığı meşin topu arkadaşlarına veriyor. Yeni kaptan Kaya sinirle topu parçalıyor ve "seni de topunu da istemiyoruz" diyor !

Kenan gece Ahmet'in evine gidiyor, teselli ediyor ve utana sıkıla ayakkabılarını bir kez giyip giyemeyeceğini soruyor...Ahmet ve Kenan arkadaş kalıyorlar.

Bir gün sonra Papatyaspor ile ilk idmanına çıkan Ahmet'e arkadaşları nasıl bu kadar iyi futbol oynadığı soruyorlar. Bakalım Ahmet'in sırrı neymiş :



Kitabın devamını yazmayalım bulan okusun, ilk okuduğu futbol kitabında karşısına Fenerbahçe çıkan dönemin çocuklarına selam olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder