27 Ocak 2020 Pazartesi

Avusturya'ya Poster Gider mi ?

2012 yılından bir yazı...

Avusturya'nın bir dağ kasabasından diğerine otobüsle gideceğiz.

Şoför Hans abimiz yolda otobüse hitaben bir şeyler diyor...Bizdeki almanca anlamaya yeterli değil, ne dedi anlamıyoruz ama "parasını veremeyen, parasının üstünü alamayan var mı " demiştir diye gülüşüyoruz...

Son gülen şoför Hans abi oluyor zira ve tahminen bizim kasabanın adını söyleyip orada inecek var mı diye sormuş...Biz espri yaparken de otoyola çıkmış basmış gidiyor...

"Ich möhte gehe nah  " diye derdimizi anlatıyorum ama verdiği cevabı anlamıyorum...Bindik alamete derken kasabalar gelip geçiyor...Son durak tadında bir yerde iniyoruz...Şoföre "nasıl döneceğiz Herr Hans kardeşim  " diye soruyoruz ama anlamamakta direniyor ...

Bizim hanım bir tarife buluyor ama bilmece gibi...Otobüs durağı bir kasabanın hemen dışında ve tam karşımızda dükkanlar var..."Ben şimdi öğrenirim" diyerek üstünde "İstanbul Market" yazan dükkana dalıyorum.


- Hocam selamlar.
- Ooo selamün aleyküm  !
- Biz kaybolduk ya, nasıl döneceğiz  ?
...
...
- Nereden geliyorsunuz ?
- İstanbul
...
- Kolay, tarif ederim...Bir şeyler ikram edeyim ?
- Dışarıda arkadaşlar bekliyor,sağ olasın
- Ben gelip size bineceğiniz otobüsü göstereyim...

O anda duvardaki Boğaziçi Köprüsü, Kız Kulesi, İshakpaşa Sarayı gibi klasik memleket hasreti kokan resimlerin yanında o posteri görüyorum...
Scumacher(k)-Ergin-K.Şenol-Taygun-.....- Nezihi
Oğuz-Rıdvan-Durmuş-Aykut-Sedat
Posterde, aynı benim veya 1 milyon kişinin yaptığı gibi Hasan Vezir'in kafası kağıtla kapatılmış ( yıllar içinde orayı kesip toptan çıkaranları , başka bir oyuncunun kafasını hatta kendi fotoğrafını yapıştıranları da gördüm)

Bir bilgiyi de vermek gerek, İstanbul marketteki o an, o posterin çekiminden 10-12 yıl sonraya denk geliyor...

-Ya bu posterden bende de vardı ve aynen Hasan'ın kafası kapalıydı...
- O var ya o ... (abimiz Hasan hakkındaki düşüncelerini net bir şekilde söylüyor)
- Enayi herif, bize de yar olmadı Galatasaray'a da...Müthiş kadroyu da bozdu...

Sonra abimiz bir sır verir gibi bir cümle söylüyor ve zaman donuyor:

-Biliyor musun, ben o yılın yazında geldim Avusturya'ya, o yıldan beri maça da gidemedim...

Üzerinden yıllar geçmiş, şampiyonluklar gelmiş, şampiyonluklar kaçmış ama abi son gittiği senenin o fotoğrafını çıkarmamış... Giderken bavuluna 2 pantolon, 4 kazak, 5 çift çamaşırın yanında kırıştırmadan o posteri de koymuş...Sohbet koyulaşırken ve abi dediğim adam ile aynı yaşta olduğumu öğrenirken beni merak eden arkadaşlar içeri giriyorlar...

-Abi neredesin ya ?

Abi bizi otobüse eliyle bindiriyor el sallıyor.
...
...
Bir daha o kasabaya gidemedik...

"Bu maça gitmesem mi ?" dediğim bazı maçlarda o abi gibiler aklıma geldi, gittim...

Hasan Vezir olan o posteri her gördüğümde aynı hikayeye başladım :
Avusturya'nın bir dağ kasabasından diğerine otobüsle gideceğiz....


Sabri Ugan'ın Radyospor'daki "Isınma Turu" programındaki anlatımıyla: https://soundcloud.com/bulentgursoy/avusturyaya-poster-gider-mi

2020'den bir not: Kadıköy'de mitinge geldiği, Silivri'ye Aziz Yıldırım'a ziyarete gittiği günden beri Hasan Vezir'i affettim. Tarihe karışamam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder