1 Eylül 2014 Pazartesi

Labaratuvar Hassasiyeti

Fenerbahçeli taraftarlar Kadıköy, Kalamış, Yoğurtçu Parkından yola çıkıp stadyumda yerlerini aldıkları anda İstanbul'a 800-900 km uzakta bir otelin maç seyri için hazırlanmış salonunda da (aslında burası disconun bir parçasıydı) 7 büyük 2 çocuk taraftar da yerlerini aldılar ( çocuklarda Forma vardı )

İspanyol gribi gibi tribünleri vuran pasolige karşın Fenerbahçe tribünleri aşı olmuşçasına doluydu ! Askerde kazana, sandalyeye, tanka ceza vermek gibi iki tribünü cezalandırmak da mantık dışıydı zira o tribünlerde ceza alanlar diğer tribünlere elini kolunu sallayarak girmişlerdi. Oturdukları yerden futbolu düzenleyeceklerini düşünen " futbol paydaşları" yanıldıklarını anlayacaklar mı ? Hiç sanmam ! 

Şampiyon maça hızlı başladı. Dikine oynama gayretinin yanında sahayı enine de limitlerine kadar kullandılar . 

Maçı İstanbul'dan 800 km uzakta seyreden çocuklardan biri elinde cips poşeti ile geldi. Bu arada çocuk sayısı da artmıştı. Babası 'cipsi aç arkadaşlara da ikram et' derken çocuk babasına 'nereden çıktı bu ikram?' bakışıyla döndü. Aynı anda Kuyt da nefis bir vücut çalımıyla dönüp Emenike'ye pasını verdi . 

Zamanında Bülent Ataman'ı kızdırıp 'teşvikten zırnık vermem' dediği Nijeryalı beşlik bir gol attı. Otelde statta herkes sevindi . Cipsini açıp henüz ikram etmemiş çocuk belki unutulur diye düşündü ama babası 'hadi ver bakalım arkadaşlara' dedi. Arkadaşlardan ikisinin ailesi cips yenmesine karşıydı ama 'hadi bugünlük..' dediler...

Karabükspor'un Caner kanadından ilk gelişi ofsayt ikincisi gol oldu. Kusuru Caner'e yüklemeyelim...Bekir kafayla vurulacak topu ayakla uzaklaştırmaya çalıştı, Mert yan topları sevmiyor görüşünü haklı çıkardı. Mert çok iyi sporcu ve iyi kaleci, çok daha iyi olacak. Lakin Volkan çok çok iyi kaleci. 

Hakemin beyaz köpükle çizgi çizmekten yorulduğu anlarda Erkan Kaş Kuyt'a Mozambik 2.amatör liginde bile kırmızı kart olacak bir giriş yaptı. Hakem burası Türkiye dedi ve sarı verdi !

Allah'tan Gerturde yenge yukarıda locada oturuyor, Fenerium altta otursa sahaya çoluk çocuk dalarlardı . Hadi sonra ekranlarda tartış dur: futbolcu ailesi sahaya girerse ne ceza verilsin ? Hattımızda spor hukukçusu sayın falanca var ...

İkinci yarı başlarken ilk yarıda cipsini dağıtan çocuk 'baba, çok az yiyebildim' diyerek ikinciyi alıp geldi. İstemeye istemeye cipsini yine ikram etti ve az sonra Kuyt yine bir vücut hareketi yaptı, oyundan atılması gereken ama atılmayan Erkan Kaş sektirdi, Sow acımadan vurdu 2-1 !

Fenerbahçe 3.gol için bastırırken oyundan atılmayan en iyi yardımcı oyuncu Erkan Kaş ya tutarsa diye vurdu, Mert sektirdi, bu defa Kadlec ayak yerine kafayla vurdu 2-2 oldu. 

Az sonra İstanbul 'dan 800 km uzakta maç seyredilen oteldeki salona iki kişi daha girdi "Aaa Fener 2-2 olmuş" diye keyifle izlemeye oturdular. Cipsini arkadaşlarıyla gönülsüz paylaşan çocuğun babası 'git bir cips daha al, golü bulalım' diye çocuğuna seslendi. İsmail Hoca Webo ve Ribas'ı aldı, çocuk salona cips ile geldi, Webo 'nun golü gecikmedi ,3-2 oldu ! Fener 2-2 olmuş diye gelip sevinenler salonu erken terk ettiler...

Hocanın Emenike, Sow ve Kadlec'i oyundan alması cesur hamlelerdi. Mehmet Topal her yerde oynarım dedi, Caner-Gökhan ikilisi yine yeniden göz kamaştırdı. Emre anlamsız sarı kartı ve daha da anlamsız itirazı dışında kusursuz oynadı. 

Fenerbahçe için asıl kazanç geçen sezonun son haftaları hariç TEOG yerleştirmesi kadar verimsiz oynayan Raul'un bu sezondaki isteği ve faydasıydı ! 

Karabükspor iyi takım, ilk maçta şampiyona denk gelmeleri kötü bir tesadüf oldu. Tolunay Kafkas'ın yönettiği takımların Fenerbahçe 'ye karşı  sert oynamasını da bir başka ilginç tesadüf (!) olarak not edelim .

Fenerbahçe yoluna devam ederken, gol-cips korelasyonunu kuran adam ile yanında oturan adam maç sonunda ellerinde çocuklar salonu terk ettiler ve aralarında konuşmaya başladılar .

-Hocam bu cips işini iyi çözdün ! 
-Sağolun, benim maç izlerken böyle uğurlarım inanışlarım vardır.
-Hepimizin var. 
-Bu arada ben İzmirliyim. Siz ?
-İstanbul. 
- Benim İzmir'de bir laboratuvarım var, sık sık İstanbul'a gelirim, denk gelirse maça da giderim.Zaten maça denk getiririm ...

Laboratuvarın adını sormadım . Sorsa mıydım ? 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder