11 Mart 2016 Cuma

İki Uçak

76. dakikada Josue'nun yağmurunda etkisiyle yerde hız kazanan şutu Volkan'ın kollarının arasından ağlara gitti. Bu Volkan'ın maç boyunca belki de yaptığı tek hata oldu...

Fenerbahçe, Avrupa Kupalarında bilhassa sahasında yukarıdaki senaryoya benzer çok maç oynadı. Uzaktan vurulan bir şut ve statta kahredici bir sessizlik. Gole sevinip koşan rakip futbolcuların sevinç çığlığı...
...
...
Stada gelen taraftarlar koridorlardaki ekranlardan Kuban-Fenerbahçe basketbol maçını izleyip sonra tribüne geçtiler. Pereira çıkarılabilecek en iyi kadroyla Sarı Kanaryalar'ı sahaya sürmüştü. Ancak ilk yarı boyunca, Braga yarı alanı sanki 60m2'lik evde 40 kişilik bir nişan varmış gibiydi, adım atacak yer yoktu. Van Persie'nin şutunu saymazsak ilk yarıda pozisyon yoktu. 

Braga maç boyunca süslü tabiriyle "oyunun boşluklarına sığındı" daha rahat anlatımıyla zaman çaldı. O dakikalarda herkes "bu hakem hangi millet ?" diye sordu, cevabı üzerine Platini ve Infantino'ya selamlarını gönderdi... Kuban maçının 55-52 bittiği haberi de önce kuşkuyla karşılandı, "skor çok düşük kesin bitti mi?" diye sorulup sonuç teyit edildi. Edilince "Takıma da Obradovic'e de helal olsun" denildi.

İkinci yarıda Fenerbahçe daha fazla boşluk buldu ama rakip defans göz açtırmadı. Göz açtırmamak başlığından gidersek Kjaer ve bolca laf ettiğimiz Alves de kusursuz bir maç oynadılar.

Birisinin devreye girmesi gerekiyordu önce Pereira girdi. 3 oyuncu değişikliği yaptı dahası golü koklayan (komik ama nefis bir deyimdir) ve rakibin aklını sürekli meşgul eden Van Persie'yi oyunda tuttu. Caner'in ortasında Van Persie o kokladığı golü de attı. Gol ofsayt değildi. Platini ve Infantino için yine bir anma töreni düzenlendi.

Giriş paragrafında yer alan 76.dakikadaki pozisyonda da Volkan Demirel devreye girdi. Uzadı, uzadı, uzadı ve direk dibinden topu çelerek bu maçtaki kadro tercihinin doğru olduğunu teyit etti.

Kadıköy'deki L.Moskova maçında Robin'i takip eden defansın boşluğunu iyi değerlendiren Joseph de Souza olmuştu. Bu defa da Mehmet Topal benzer bir iş yapıp devreye girdi. Önce topu kaptı. Ters koşu yapan Nani ve Fernandao  sayesinde önü Kızıldeniz'in yarılması misali açıldı. Topu sürdü, boşluğu gördü, plaseyi kalecinin uzanamayacağı köşeye attı.

Ne güzel bir görüntü...
Fenerbahçe 73. Avrupa Kupası galibiyetini alırken 1961'den beri en yüksek galibiyet yüzdesi olan 0.3596'ya ulaştı. 

Fenerbahçe için yolun sonu Berlin ve Basel'e gider mi ? Kolay değil...Karşınıza çıkacak rakipler, şans, hakem, Allah korusun sakatlık gibi bir çok faktöre bağlı. Basketbolda 1/8 dün gece cebe kondu, haftaya inşallah futbolda da konsun rakiplere bakalım. Ayaklar kesinlikle yere basmalı ama insan, 1 hafta arayla İstanbul'a inecek iki uçağa yapılacak karşılamayı düşünmeden de edemiyor...

1 yorum:

  1. Siz mükemmel bir insansınız! Kitabınızı yeni okudum, çok duygulandım, tek kelimeyle harika olmuş. Emeğinize, kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil