19 Ocak 2016 Salı

Fenerasyon

"İnsanları kandırmakkandırılmış olduklarına ikna etmekten kolaydır" Mark Twain

Fenerbahçe ligin ikinci yarısının ilk maçında , kolu kanadı kırık rakibi Eskişehirspor karşında  "patron benim" diyerek başladı. İlk 27 dakika içinde ayak kalibrasyonlarındaki hatalar yüzünden şutlar bir tülü çerçeveyi bulamadı. 

Fernandao'nun 28. dakikadaki şutunda ayarda sorun yoktu ancak bu kez de top Eskişehirsporlu futbolcunun elinden döndü. Orta-yan ve çizgi hakem üçlüsü nasıl göremedi veya niye çalamadı bilemiyoruz.  Devre biterken bir başka pozisyondaki penaltıyı çalınca neler oldu onu da biliyoruz. "Fenerbahçe'nin hakeme ihtiyacı yok, Biz ligden çekilelim diğer takımlar aralarında oynasın, emeklerimize yazık, 3 puanımız gitti (evet bunu diyen de vardı)" cümlelerini beklendiği gibi "birileri düğmeye bastı, Aziz Yıldırım boşuna Eskişehir'e gitmemiştir" gibi beyin yakıcı cümleler takip etti.

Peki pozisyon penaltı mıydı ? Hemen izah edelim. O top taca doğru gitmek yerine kale sahasına doğru gidiyor olsaydı ? Evet, teşekkürler.Elbette pozisyonda faul yoktu diyenler de olabilir. Fikirlerine saygılıyız, samimiyetlerinden  biraz kaygılıyız. 338 gün ve tam 31 maç sonra penaltı gelince bünyelerde bir sıkıntı olacağının da farkındayız...

Beklerim yolunu aylar boyunca 
İkinci yarıda Alpaslan Öztürk'e çıkan karta gelince, hakem çok net haksızdı. Pozisyon temizdi. Mehmet Topal'ın istem dışı ayağa basması sonucu yaralanma varsa diye oyunu durdurması, Alpaslan için sağlık görevlilerini sahaya davet etmesi, maçı da hakem atışı ile başlatması gerekirdi. Alper Ulusoy bu uzun iş yerine Alpaslan'ı oyundan attı.

Sonrası Fenerbahçe için daha da kolay oldu. Fernandao güzel bir takiple 2-0, Robin van Persie boş kaleye 3-0 yaptı.

Bu maça kadar Fenerbahçe formasıyla 46 maça çıkıp, "bu adamı niye aldık ?" dedirten Kadlec'in 47.maçında hatasız oynaması "sabır" konusunda öğrenilecek çok şey olduğunu mu yoksa bir tesadüfü mü anlatıyordu ? Neticeye bakalım, Kjaer ile birlikte hatasız oynadılar. Caner sezonun en verimsiz maçını oynarken Gökhan yine Taksim-Aksaray minibüsü gibi gidip geldi. 

Tüm bencilliğine rağmen Nani'nin iştahlı oyunu ve Fernandao'nun golcülüğü Fenerbahçe için çok kıymetli. En kıymetlisi de Robin Van Persie'nin varlığı. İkinci yarıda Fenerbahçe taraftarı çokça "Bak adamı oynatınca ne goller atıyor" diyecektir...

Maç fazlasıyla liderliğe yükselen Fenerbahçe liderlikte kalıcı olmak için neler yapmalı ? Volkan bayrak direğine vurmak yerine asistleriyle akıllarda kalmalı. Ozan'a ısrarla ve inatla süre verilmeli. Alper iyileşince forması törenle teslim edilmeli. Meireless kadroya girip bir çuval inciri berbat etme ihtimali göz önüne alınarak kiraya verilmeli. Perreira'nın hakkı teslim edilmeli.

Ve Fenerasyon halüsinasyonu  etrafında buluşanlara, Mark Twain'in sözü hatırlanarak fazla kızılmamalı...    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder